Türk Tarihinin İlk Anayasası Nedir ?
Türk Tarihinin İlk Anayasası Nedir: Türk tarihindeki anayasal hareketler 1808 yılında imzalanan “Sened-i İttifak” ile başlar. Sened-i İttifak’ı ortaya çıkaran gelişmeleri anlamak içinse 19. yüzyılın başlarına gitmek gerekir.
Sened-i İttifak:
Osmanlı Devleti’nin “Yıkılış Dönemi”ne girmesiyle çökmeye başlayan geleneksel devlet düzeni, padişah III. Selim’in başlattığı reformlarla ayakta tutulmaya çalışılmıştır. Özellikle askeri alanda yapılan reformlar (ki bunun en önemli örneği Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılarak yerine “yeni düzen” anlamına gelen Nizam-ı Cedit adlı ordunun kurulması girişimidir) imparatorluğun içinde bulunduğu koşullardan çıkar sağlayan çevrelerin tepkisini çekmeye başlamıştır. Özellikle bu tepkiler 1807 yılında İstanbul’da yaşanan Kabakçı Mustafa İsyanı’yla doruğa çıkmıştır. III. Selim’in öldürülmesiyle sonuçlanan isyan Rusçuk ayanı Alemdar Mustafa Paşa tarafından bastırılmıştır. Başka bir deyişle Şehzade Mahmut (daha sonra II. Mahmut) tahta geçirilmiştir. Sadrazamlık koltuğuna da kendisi oturan Alemdar Mustafa Paşa, devletin birliğini sürdürme kaygısıyla, padişah ile ayanlar arasında bir antlaşma yapılması için ön ayak olmuş ve imparatorluğun önde gelen ayanlarını İstanbul’a davet etmiştir. Yapılan uzun görüşmelerden sonra, 29 Eylül 1808 tarihinde padişah II. Mahmut ile imparatorluğun beyleri arasında beylere de devlet yönetiminde söz hakkı tanıyan Sened-i İttifak imzalanmıştır.
Sened-i İttifak Osmanlı İmparatorluğu’nda padişahın yetkilerini kısıtlayan ilk belge olduğundan Türk tarihinin ilk anayasal girişimi olarak kabul edilmektedir. Tüm olumlu sonuçlarına rağmen padişah kanadının ağır bastığı bir sözleşme olan Sened-i İttifak’ı imzalamamak için ciddi bir direniş gösteren II. Mahmut, devlet birliğini beylere karşı korumak adına her fırsatta antlaşmayı çiğnemeyi denemiş ve Sened-i İttifak hiçbir zaman tam anlamıyla uygulanamamıştır.
Tanzimat Fermanı:
II.Mahmut, Sened-i İttifak’tan sonra ciddi bir batılılaşma hareketi başlatmıştır. 1839 yılındaki ölümüne kadar Osmanlı tarihinin en köklü reformlarını gerçekleştirmiştir. O’nun ölümünden sonra tahta geçen oğlu Abdülmecit ise, aldığı modern eğitimin de etkisiyle batılılaşma hareketlerine devam etmiştir. Aynı zamanda anayasal süreci bir adım daha ileri götürmüştür. Dönemin Hariciye Nazırı (Dışişleri Bakanı) Mustafa Reşit Paşa’nın da desteğiyle Tanzimat (düzenleme) dönemi başlatılmıştı. 3 Kasım 1839 günü Türk tarihinin ilk anayasal belgesi olan Tanzimat Fermanı (Gülhane Hattı Hümayunu) Gülhane Parkı’nda devletin ileri gelenlerine okunarak ilan edilmiştir. Tanzimat Fermanı ile Osmanlı’daki tüm uyrukların temel hakları tanınmış ve padişahın da bu hakları tanımlayan yasalara uyacağı belirtilmiştir. 1856 yılında ilan edilen Islahat Fermanı ise Tanzimat Fermanı’nın pekiştiricisi olmuştu. Aynı zamanda Osmanlı İmparatorluğu’ndaki gayrimüslimlere önemli güvenceler vermiştir.
Türk Tarihinin İlk Anayasası Kanun-i Esasi:
1860’lı yıllar Osmanlı’da batılılaşma çalışmalarının devam ettiği ve kamuoyu bilincinin oluşmaya başladığı yıllardı. Bu bilinci oluşturan kimi gazete ve fikir gruplarının en büyük ideali ise meşrutiyetti. Ancak dönemin padişahı Abdülaziz, meşrutiyet fikrine şiddetle karşı çıkıyordu. Kısacası gelen tüm taleplere rağmen direnişini sürdüren Abdülaziz, Genç Osmanlılar gibi aydın grupların girişimleriyle tahttan indirilmiştir. Meşrutiyet sözü veren II. Abdülhamit, Ağustos 1876’da padişah oldu. Sözünü tutan II. Abdülhamit, Mithat Paşa’nın başkanlığında bir komisyon kurdu ve bu komisyona bir anayasa hazırlattırdı. Hazırlanan bu anayasa, yani Kanun-u Esasi (Kanun-i Esasi) Türk tarihinin ilk anayasasıdır. 23 Aralık 1876’da ilan edildi ve I. Meşrutiyet dönemi başladı. Kanun-u Esasi son derece güçlü bir yürütme (padişah) karşısında, zayıf bir yasama (parlamento) oluşturmuştu. Hatta 113. madde, padişaha olağanüstü durumlarda anayasayı askıya alma hakkı veriyordu. Ve II. Abdülhamit, 1877 yılında 93 Harbi’ni bahane ederek bu hakkı kullandı.
Anayasayı askıya aldıktan sonra yönetimini gittikçe sertleştiren II. Abdülhamit, 1889 yılında kurulan İttihat ve Terakki’nin başını çektiği muhalif hareketlere 1908’e kadar dayanabildi. 23 Ağustos 1908’de II. Meşrutiyet ilan edildi. Aralık 1908’de II. Abdülhamit tahttan indirildi. Ardından Ağustos 1909’da Türk tarihinin ilk anayasa değişikliği yapıldı. Aynı zamanda bu değişiklikle padişahın yönetimdeki ağırlığı tamamen meclise geçti.
Anayasal hareketler 1921 yılında atılan bir diğer önemli adımla devam etti. Osmanlı İmparatorluğu’nun I. Dünya Savaşı’nda yenilmesinden sonra başlayan “Milli Mücadele” döneminde TBMM tarafından kabul edilen 20 Ocak 1921 tarihli “Teşkilat-ı Esasiye Kanunu”nda yeni kurulacak devletin rejimi, dili, dini, başkenti gibi hususlar belirleniyordu.
Türkiye Cumhuriyeti’nin İlk Anayasası:
Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk anayasası ise 1924 Anayasası’dır. 20 Nisan 1924 günü kabul edilen anayasa (diğer adıyla Yeni Teşkilat-ı Esasiye Kanunu) güçler birliği ve parlamenter yapı gibi ilkelere dayanmaktaydı. 1924 Anayasası 1961 yılına kadar yürürlükte kalmıştır.